II.Dünya Savaşı - STALİN NE İSTİYORDU? (2.Bölüm)

    Sovyetler Birliği'nin 1922 - 1957 yılları arasında yönetimini ele almış bir diktatör olan Joseph Stalin;  Adolf Hitler'i yenen adam olarak tarihe geçti. II. Dünya Savaşı serimizin 2. bölümünde; Stalin'in Rus halkı üzerindeki etkisini, gençlik yıllarından başlayan devrimciliğini, iktidara gelişini ve diktatörlük yolunda nasıl bir yol izlediğini birlikte tenkit edelim.

''Eski Joseph''
    Joseph'in çocukluğuna dair ele geçen resmi kayıtlarda onun bir Ayakkabı tamircisinin oğlu olduğu belgelenir. Bir takım komplo teoriler ve hatta ortaya atılan iddialar bu resmiyeti yalanlar. Gerçekte onun nerede doğduğu ve aile fertlerinin kim olduğu bilinmese de biz; resmi kayıtlardan yola çıkarak onun gençlik yıllarına bir göz atmak istiyoruz. Gürcü asıllı olan ve gerçek adı Yosif Visaryonoviç Cuğaşvili olan Stalin; 1878 yılında dünyaya geldi. Annesinin dindar bir kadın olmasından ötürü; onun bir rahip okulunda okumasını sağladı. Ancak Joseph, kavgacı ve tutumsuz davranışları ile okul idaresine başkaldırdı ve olayın sonucunda okuldan atıldı. Küçük yaşlarda geçirdiği su çiçeği hastalığı ve bir at arabası kazası hayatı boyunca vücudunda kalıcı izler bırakacaktı.

    16''lı yaşlarına geldiğinde; bir devrimci olan Vladimir Lenin'in eserlerini okudu ve devrimciliğe karşı sempati duymaya başladı. İlerleyen zamanlarda Lenin'i, halk kahramanı olarak görmeye başlayan Joseph; bir Marksist olmaya karar vererek, Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'ne katıldı. Kafkasya bölgesinde ve Rusya'nın bazı iç kesimlerinde çeşitli devrimcilik hareketlerini örgütleyerek, Vladimir Lenin'in dikkatini çekmeyi başardı. Planlanmış soygunlar, suikastlar, yağmalar, halkı örgütleme ve daha bir çok illegal işlerin başını çekerek kısa sürede; Bolşevikler'in Kafkasya Temsilciliğine kadar yükseldi.

    Genç bir devrimci olan Joseph; 1906 yılında ilk aşkı Yekaterina Svanidze ile evlendi ve Yakov adında bir çocukları dünyaya geldi. Evliliklerinden sadece 2 yıl sonra eşi tifüs hastalığına yakalandı ve hayatını kaybetti. Eşini mezara gömerken Joseph'in çevresinde olanlar şöyle aktarır: '' Joseph; eşini mezarın içerisine koyduktan sonra kendisi de mezarın içerisine atladı. Seninle birlikte bütün duygularım ve insanlığımda öldü dedi.'' Eski Joseph kimliğini eşinin ölümüyle birlikte mezara gömen Stalin, ilerleyen zamanlarda acımasız bir kimlik ile ortaya çıkacaktı.

(Fotoğraf: soldan sağa; Stalin, Lenin, Kalinin)
''Devrimci Joseph''
    Eşinin ölümünden sonra ki yıllarda devrimcilik harekatlarını sert bir politika ile yürütmeye devam etti. Özellikle Kafkasya bölgesinde ki halkı Çarlık Rusya'ya karşı isyana teşvik ederek, çeşitli illegal işlerin arkasında ki kilit isim olmayı sürdürdü. Kafkasya Temsilciliği'nden sonra Sn. Petersburg'a gitmek istediğini partiye bildirdi ve bunun üzerine 1911'de Sn. Petersburg örgütüne katıldı. Örgüt içerisinde adını sürekli duyurmayı başaran Joseph, örgüt ele başlarını bir çember içerisine almaktan da geri durmadı. Yayınladığı yazılarda ve propaganda metinlerinde adından sıkça çelik adam anlamına gelen Stalin diye söz etmeye başladı. 

    Devrimci yıllarında sürekli yakalanan ve zindana atılan Joseph; her zaman firar etmeyi başarmıştı. Ancak onu gerçekten zorlayacak yeni bir zindan hayatı 1913 yılında gerçekleşti. Sn. Petersburg'ta tuzağa düşürülerek yakalanan Joseph, Sibirya bölgesinde bulunan Turhanks zindanına gönderildi. Gönderildiği zindanlardan kaçmasındaki en önemli etken, her daim kendisini seven direnişçileri olmasıydı. Ancak Sibirya zindanlarında kaldığı yıllarda yanında taraftarı yoktu ve hiç bir zaman kaçmaya yönelik teşvikte bulunamadı. 1916 yılında I. Dünya Savaşı'nda zor durumda kalan Rus Çarlığı tarafından orduya alınmak üzere serbest bırakıldıysa da çocukluğunda sakatladığı sol kolundan dolayı askere alınmadı. Nihayetinde Şubat 1917 devrimi ile serbest kaldı ve Sn. Petersburg'a geri döndü.

(Fotoğraf: soldan sağa; Lenin, Stalin)
''İktidar Yolu''
    Joseph Stalin; Ekim 1917 devriminden sonra iktidarı ele alan Vladimir Lenin tarafından Milliyetler Halk Komiserliği'ne getirildi. Joseph'in o yıllara dair gizli çalışmalarından ortaya koyduğumuz bir takım sonuçlara göre; tek başına iktidarı devralmak için önceden çember içerisine aldığı örgüt liderlerinin çoğunu partiden uzaklaştırdı. Lenin üzerinde de bir takım baskılar yapan Joseph; 1922 yılında Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreterliğine seçildi. Vladimir Lenin ile aralarında belli başlı münakaşalar yaşandı. Zaman zaman ortaya çıkan fikir ayrılıklarından dolayı Lenin ile dolaylı yoldan arası açılan Joseph, parti içerisindeki etkinliğini daha da artırmaya devam etti. 

    1924 yılında Vladimir Lenin'in hayatını kaybetmesiyle birlikte, yönetimde ve halk üzerinde baskıcı tutumlarını sergilemeye başlayan Joseph Stalin; iktidar üzerinde ki en etkili isim olan Lev Troçki'yi sürgün etmeyi başardı. Sonraki 3 yıl boyunca muhalif partiler içerisinde de liderlik vasfında bulunanlara karşı sert tutumlar sergileyerek partisinin ve kendisinin iktidarda tek söz sahibi olmasını sağladı. Samimiyet kuramadığı ve yanlış politikalarla dikkatini çeken çoğu siyasetçiyi partisinden atarak bunların yerine güvenilir adamlarını yerleştirdi. Bu uğraşlarıyla; 1927 yılında resmen Sovyetler Birliği'nin tek lideri konumuna yükseldi.

    İktidarlık yıllarının başlangıcında güçlü ve sarsılmaz bir Rus Devleti'nin temellerini atabilmek için bazı şeylerden feragat edilmesi gerekiyordu. Üretimde ve sanayileşmede oldukça geride kalan Rusya'yı güçlü ve modernize bir devlet haline getirebilmek için ''Gulag'' adında çalışma kampları kurdurttu. Hükümet karşıtlarının başını çektiği bu çalışma kampı işçileri; Stalin'in bu kişileri halktan soyutlaştırma planının bir parçası olduğu gerçeğini bizlere gösterir. 1930-1940 yılları arasında üretim-sanayi-çiftçilik vb. alanlarda binlerce fabrika kuruldu ve Rusya'nın üretimi 13 katına çıktı. Stalin'in diktatörlüğü; halkın zorla çalıştırılması, bir takım gelişmeler için yine bir takım fedakarlıkların yapılmasında ki etkenden dolayı milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Ukrayna Halkı üzerinde ki baskıcı tutumundan dolayı yaklaşık 1.5 milyon Ukraynalı da, Stalin rejimi tarafından hayatını kaybetti

''Stalin Ne İstiyordu?''
    Komünizm etkisi altında toplanan Rus halkı; Joseph Stalin'i bir yandan seviyor diğer yandan nefret ediyordu. Nefret etmelerinde ki en önemli etken; zorla çalıştırılma, yaşam alanlarından kopartılma ve Stalin rejimine kurban gitmeleriydi. 20. Yüzyılın en büyük diktatörlerinden birisi haline dönüşen Joseph Stalin, tıpkı Adolf Hitler gibi ülkesinin kalkınmasını ve bir süper güce dönüşmesini istiyordu. İlerleyen yıllarda Joseph'in bu isteği rayına oturacak fakat karşısında kendisi kadar güçlü bir düşmanı bulacaktı.. 

Kaynaklar: Wikipedia, Joseph Stalin üzerine makaleler, youtube içerikleri

Paylaşım;

Yorum Gönder

2 Yorumlar

  1. Beklediğim geldi. Çok güzel yazı abi eline sağlık

    YanıtlaSil
  2. Kalemine sağlık ustam. Bilgilendirici ve detaylı bir yazı olmuş

    YanıtlaSil